26 Eylül 2014 Cuma

Uzak Şehirler _1. Bölüm_


    Günlerden sonra ilk kez hiç gitmediğim bir şehri özlüyorum. Gecelerimin ne denli çılgın olduğunu ve insanların ne denli yabancılaştığını umursamadan...
    Gözümü her yumduğumda martıların seslerini duyuyorum, denizin çok yakında olduğunu hayal ederek.
Birini sevmeye her başlayışımda, belki de seni hatırlıyorum ya da yüreğime haksızlık yapıp yalan söylemiş gibi hissediyorum. Yalnızlığın kadim dostluğunun acı vermediği zamanları özlüyorum, her nefes alışımda. Sessiz çığlıklarla isyan ediyorum dünyaya ve hayata. Sonra hiçbirşey olmamış gibi yaşamaya çalışıyorum, kalabalıklara karışıyorum. Ne acı...
    İsteklerimi her düşündüğümde ne kadar boş ve değersiz şeyler olduklarını fark ediyorum. Hiç gitmediğim o şehirdeki, bir ihtimalle beni düşünmeyen o insanı düşünerek.
Dolunayın olduğu geceler özgürlüğe bir adım daha yaklaştığımı duyumsamak sevindiriyor beni. Ama bu şehir hep zincirlerimi anımsatıyor bana. Sokaklar kale surları misali, geçit vermiyor adeta. Ve sadece susuyorum, göz yaşlarımı yüreğimin çok derinlerine akıtarak.
    Kalbimin derinliklerinde oluşan o kutsal havzaya daima yenilerini ekliyorum. Yenilgiyi küçümseyerek ve son bir gayretle güçlü görünmeye çalışarak. Yorgunluktan yaşayasım gelmesede bazen anımsadığım o anıları düşünerek, bir köşesinden hayata tutunuyorum.
    Çok uzaklara gitmek isteyişimin nacize sözleri bunlar. Bunlar, hayallerin inşaasını sağlayan temelin parçaları. Her yeni günle, herkesin hikayesi baştan yazılır. Ve her biten gün, aslında biraz pişmanlıktır, yarım kalan her şey için...
    Hiç yaşayamacağım şeyleri özlüyorum daha önce yaşamışçasına. Ve isyan edemesemde yaşadıklarım çok yavan kalıyor bazen. İlk kez hiç gitmediğim bir şehri özlüyorum...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder